29 Eylül 2011 Perşembe

İÇİMİZDEKİ BOŞLUK…


Kimi zaman çevremizdeki bir insana sebebini bilmeden kendini yakın hissedersin, bir şeyler paylaşırsın ve gönül defterinin sayfalarını bir anda açıverirsin ona. Arkadaş dersin, dost dersin, sırdaş dersin hafızanda onun önemini ve değerini karşılayacak kelime bulamazsın. Aynen onu yüreğinde koyacak yer bulamadığın gibi sözcüklerin de yetmez onu ifade etmeye. Yüreğimizde koyacak yer bulamadığımız o insanla her şeyi paylaşır, beraber güler, beraber ağlarsınız Yaşadığımız en küçük olayı bile ona anlatmaktan müthiş bir zevk alırsınız. Onun olduğu her ortamda kendimizi güvende hisseder ve en kötü durumdan bile mutlu olacak bir şeyler bulursunuz.

Ve bir gün gelir kelimelerin bile ifade etmekte yetersiz kaldığı dostluğunuzun, arkadaşlığınızın, kardeşliğinizin yara almasıyla ne yapardınız hiç düşündünüz mü veya hiç böyle bir şey yaşadınız mı? Sadece dostum dediğiniz bir kişiyle paylaştığınız sırrınız başkalarının ağzında dolaşmaya başlarsa dünya başınıza yıkılmaz mı? Yapmaz, yapamaz ve son olarak da yapmamalıydı dersiniz. Belki önce ona, sonra kendinize kızarsınız. Ona nasıl güvendim, nasıl değer verdim diye kendinizi suçlarsınız. Zamanla kendinize olan kızgınlığınızda geçer; ama yüreğinizde bir boşluk bırakarak geçer. İnanmanın, güvenmenin ne kadar korkunç bir şey olduğunu, her an, her dakika hissedersiniz.

Artık yüreğinizde içini hiçbir şeyin dolduramadığım koskoca bir boşluk vardır. Her gün biraz daha büyüyen bu boşluğun sebebi: İnsanlara olan güven duygunuzun zedelenmesi, güven duygunuzun kaybolup yüreğinizin orasında oluşan boşluğu dolduracak bir şey bulamamanızdan kaynaklanmaktadır.

İşte ben de şu an o boşluğu dolduracak bir şeyler arıyorum; ama ne mümkün. O boşluk tarif edilemeyecek şekilde hızla büyüyor. O boşluk büyüdükçe korkularım da büyüyor, beklentilerim azalıyor ve ümidim kırılıyor.

Yıllarca ümidini kaybetmenin yanlışlığını insan sevgisinin gerekliliğini savunan ben kendimle çeliştiğimi fark ediyor biraz daha karamsarlaşıyorum ve hümanist kişiliğim zarar görüyor, kendi kendime zarar veriyorum diye sessizliğimin içine gömülüp gidiyorum. Aslında bu sessizlik beni boğuyor, karamsar halim de beni her gün biraz daha üzüyor. Bu nedenle her sabah kendi kendime sözler veriyorum ben yine eski ben olacağım diye; ama böyle yaparak da kendi kendime verdiğim sözü tutamadığım için kendimden utanıyorum. Çünkü içimdeki bu boşluğu dolduracak, yıkılan güven duygumu yeniden onaracak bir çözüm bulamıyorum. Mecburen yine yalnızlığımla baş başa kalmayı tercih ediyorum. Yani bu boşluktan kurtulmak için yaptığım tüm hareketler boşa çıkıyor.

Artık kimseye güvenmek istemiyorum desem de içimdeki insan sevgisi ile bu isteğimi yerine getiremiyorum. Kimseye kızmıyorum, zaten kızmaya da ne hakkım var ki ben kendi sırrımı kendim saklayamadım ki o dostum, arkadaşım dediğim kişi nasıl saklasın, ben hata yaptım bir kişinin bildiği sırrı ikinci kişiye anlatarak onu sır olmaktan çıkardım.

Sözün özü ben içimde koskoca bir boşluk olsa da ben yine de insanları seviyorum ve onlara güvenmek istiyorum. Yüreğimizdeki boşlukları dolduracak insanlar bulmak dileğiyle…

3 yorum:

Fatma Gökmen dedi ki...

Herkesin kendisinden bir şeyler bulabileceği harika bir yazı arkadaşım. Emeğine sağlık.

GÜLER YASAR OZAFACAN dedi ki...

canım benim teşekkür ediyorum...

Unknown dedi ki...

Yüreğimizdeki boşlukları dolduracak insanlar hep olacaktır. Ellerinize sağlık güzel bir yazı olmuş...