9 Haziran 2010 Çarşamba

MUTLULUK

Zülfü Livaneli’nin sinemaya da aktarılan muhteşem bir yapıtıdır Mutluluk. Livaneli üç farklı insanı, üç farklı yaşamı ve üç farklı dünya görüşünü bir kitaba sığdırmış. Ayrıca yazarımız cehaletin çok kötü bir hastalık olup Türkiye’nin kanayan bir yarası haline geldiğini de etkileyici bir şekilde gözler önüne sermektedir.
Amcası tarafından tecavüze uğrayan Meryem töre gereği ya kendi canına kıyacak ya da amcasının oğlu tarafından öldürülecektir. Meryem, kendi canına kıyamadığı için bu iş amca oğluna düşer. Amca oğlu Cemal, Meryem’i İstanbul’ a götürüp orada töreyi yerine getirmeyi planlar. Cemal, Meryem’e kimin tecavüz ettiğini bilmez. Zaten töreye göre tecavüz eden değil tecavüz edilen suçludur. Meryem ile Cemal’in karşısına bir profesör çıkar. Bu kişi de kendisi ile hesaplaşmak için bir tekne kiralayıp yalnız başına denize açılan bir zengindir. Profesör, Meryem ve Cemal’e farklı bir yaşamın kapılarını açar, Meryem için kurtuluşu, özgürlüğü simgeler.
Mutluluk; hem kentiyle kasabasıyla hem İstanbul'u, Van’ı ve Ege'siyle bugünkü Türkiye'nin tanığı, hem de anlattığı kişilerin psikolojik derinliklerine inebilen, insanları derinden etkileyebilen bir eser.
Suçu olmadığı halde küçücük yaşında töre gereği ölüm fermanı imzalanan bir kızın yaşama sevincini, ölüme giderken bile küçük şeylerle mutlu olabildiğini okurken törenin ve cehaletin kötü taraflarını daha net görebiliyoruz. Yazarımız doğuda bir kadının yaşam şeklini,hayata bakışını ve en önemlisi de doğuda kadın olmanın zorluklarını sade bir dille anlatılmış. Oldukça sürükleyici olmakla birlikte roman kahramanları olan Meryem'i, İrfan'ı ve Cemal'i hiçbir zaman unutamayacağınız bir başyapıt.

1 yorum:

melike dedi ki...

güzel bir kitap herkese tavsıye ederım