9 Haziran 2010 Çarşamba

ZÜLFÜ LİVANELİ VE LEYLA'NIN EVİ

Zülfü Livaneli, Türk özgün müzik sanatçısı, politikacı, yazar ve yönetmendir. 1946 yılında Konya-Ilgın’da doğmuştur.Zülfü Livaneli bağlama çalmayı eniştesi Turhan Yücel'den Ilgın’da öğrendiğinde, eniştesi Turhan Bey'in hayatını değiştirecek bir sermayeyi kendisine hediye ettiğinden haberi yok idi.Zülfü Livaneli, müziği ile birçok ulusal ve uluslararası ödül aldı ve eserleri onlarca yerli ve yabancı sanatçı tarafından yorumlandı. Kültür, sanat ve politika alanında Türkiye ‘nin önemli isimlerinden birisi olan sanatçı, sanat yaşamı boyunca 300 ‘e yakın besteye ve 30 film müziğine imzasını attı. Livaneli ayrıca "Arafatta Bir Çocuk", "Geçmişten Geleceğe Türküler", "Sis", "Orta Zekalılar Cenneti", "Diktatör ile Palyaço", "Sosyalizm Öldü Mü", "Engereğin Gözündeki Kamaşma" ve "Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm" ve "Mutluluk" ve Leyla'nın Evi’ ‘’Son Ada’ gibi oldukça güzel kitapların da yazarıdır. Sanatçımız, uluslararası kültür çevrelerinde tanınmakta ve saygı görmektedir.

Leyla ‘nın Evi adlı kitabında yerlisi-yabancısı,zengini-fakiri, yaşlısı-genci,sağcısı-solcusu,elit kesimi ve avam kesimi ile adeta Anadolu’nun özeti diyebileceğimiz güzel bir İstanbul hikayesi anlatmış usta yazarımız.
Baş kahramanımız Leyla, yalılarda doğup büyümüş bir asilzade, bir Osmanlı soylusu, bir İstanbul Hanımefendisidir.Leyla, sonradan görme Ömer ve Necla çifti tarafından dolandırılır ve bu çift,Leyla’ nın boğazda bulunan yalısını satın alırlar ve Leyla Hanım evden çıkmak istemeyince ona da sahte bir deli raporu alıp yaşlı kadını kendi evinden atarlar.Dışardaki hayata yabancı olan Leyla,sudan çıkmış balık misali kalıveriyor acımasız dünyayla baş başa. Leyla ‘nın uzaktan akrabası olan gazeteci Yusuf, Leyla ‘yo iki gündür evinin bahçesinde oturmakta olarak görünce onu alıp Cihangir ‘deki izbe evine götürür.Fakat evde Almanya’da büyüyen, genç yaşta ailesini kaybeden kötü bir geçmişe sahip rep tarz müziğe merakından dolayı bir grupla tanışıp İstanbul’ gelip Yusuf ile dost hayatını yaşayan asıl adı Rukiye olmasına rağmen Rozi adını kullanan bir kız vardır. Rozi , Leyla’yı önceleri hiç istemez ve ikisi içinde oldukça sıkıcı günler yaşanır; fakat zamanla birbirlerine alışırlar.Leyla Hanım her şeye rağmen evini kurtarma çabasından vazgeçmez. Olaylar öyle bir çıkmaza girer ki Leyla’nın yaşadıkları sizin de içinizi acıtır, çıkmaza giren bu olaylar öyle güzel çözümlenir ki bu sayfaları okurken yüzünüzden tebessüm eksik olmaz. Yazarımızın akıcı,sade, su gibi duru üslubu kitabı ne ara bitirdiğinizi anlayamamanızı sağlıyor. Bir İstanbul öyküsü olarak çok sevilen "Leyla'nın Evi" sahneye de uyarladı. Böylece tiyatro izleyicilerinin de beğenisine sunuldu Öğretici,sürükleyici ve yürek burkan bir hikaye Leyla’nın Evi ile Zülfü Livaneli dünyada sadece yaptığı müzikle değil, çeşitli dillere çevrilen, sinemaya aktarılan ve ödül alan kitaplarıyla da tanınan büyük bir usta olduğunu bizlere tekrar gösterdi.

Hiç yorum yok: