17 Ocak 2011 Pazartesi

ÖLÜLER SENFONİSİ - ABBAS MAROUFİ



“Ölüler Senfonisi” adlı yazı başlığına tüm dikkatimi verip kapak resmi ile arasındaki kompozisyonu düşünmeye başladım. Kapak resmi o kadar sade olmasına rağmen çok şey anlatıyordu bana. Yalnızlık, hüzün, acı ve ölüm duygularını içinde barındıran, mutluluğu yıllar önce kaybeden insanların dramının ele alınacağını düşündüğüm kitabı elime alarak incelemeye başladım. Yazarı Abbas Maroufi ‘ydi. Adını ilk kez duyduğum bu yazarın İranlı olup ve evrensel olguların vazgeçilmez anlatıcı olduğu yazıyordu kitabın tanıtım kısmında. Aynı zamanda bu eserin 2007 yılında İngiltere’de yılın en iyi 100 kitabı arasında gösterildiğinden de bahsediyordu. Yeni yazarlar tanıma serüvenine başladığım bu günlerde hemen bu kitabı almaya karar verdim.


Kitabın okumaya başladığım an sık sık geriye dönmeye başladım. Konu oldukça güzel olmasına rağmen ya tercümeden kaynaklanan ya da yazarın tarzından dolayı oldukça zorlandım. Anlamakta güçlük çekip her fırsatta geriye dönmek beni oldukça yormasına rağmen kitabı okuyup bitirmeyi düşünüyor ve İngiltere’de bu kadar beğenilen bir kitabın nasıl olduğunu merak ediyordum.

Kitapta olaylar bir ailenin mutsuzluğu üstüne örülse de Aydın isimli karakter ön planda tutulmuş. Aydın çocukluğundan beri babasından gerek psikolojik gerek fiziksel şiddet gören ve buna rağmen ideallerinden vazgeçmeyen bir şair. Aydın’ın kıskanç, açgözlü ve babası tarafından en çok sevilen ve babasının yanında çalışan kardeşi Orhan karakteri ile kardeşler arası ayrım yapılmasının kardeşlerin arasının nasıl açıp sevgi ve saygının yitirildiğini gözler önüne seriyor. Aynı zamanda Aydın’ın ikiz kardeşi Ayda diye bir kız var ki bu kız da babası tarafından dışlanan ve kara peçelere büründürülen ve yabancılar görmesin diye dışarıya çıkarılmayıp gün yüzüne hasret kalan hasta bir kız olarak karşımıza çıkıyor. Kitapta bir de Aydın’ın genç yaşta bir kaza sonucu yatağa mahkûm olan kardeşleri Yusuf var; fakat Yusuf ara karakter olarak ele alınmış. Babayı ve dört çocuğu idare etmek için arada kalan ve kocasına karşı gelemeyen astımlı bir annenin ailesini bir arada tutmak için verdiği mücadele dile getiriyor.

Olayları ve konuları yarım bırakan yazarımız, zamanlar arası hızlı geçişler yapmasından dolayı okuyucuyu zorlayacak bir tarz kullansa da ilerleyen sayfalarda oldukça hareketlenen bir roman olduğunu kabul etmiştim. Fakat kitabın sonuna doğru zamanların karmaşıklığı biraz daha artınca kitabı anlamak da oldukça zorladım. Ne kadar zorlansam da insanların zalimliğinin ve farklılıkları kabul etmeyişinin bir aileyi ne hale getirebileceğini gösteren yazarımız, kendine özgü bir tarz ile güzel bir kitap yazmış diyebilirim. Kitap okumayı seven, farklı tatlar alıp farklı yazarlar tanımak isteyenlere tavsiye edeceğim bir kitap diyebilirim.

2 yorum:

Unknown dedi ki...

tavsiyenize uyacağım ve en kısa zamanda okuyacağım. elinize sağlık.

Adsız dedi ki...

okumakta olduğum bir kitap.. duygu yüklü ve gerçek.. kesinlikle okunması gerekir.. bir parça kendinizdn birşeyler bulacaksınız...