1 Ekim 2010 Cuma

ROMANTİZMİN VE ÖLÜM (1)

18. yüzyılda Fransa’da doğan bu akım 19.yüzyılda tüm Avrupa’ya yayılmıştır.

Romantizmi benimseyen sanatçılarda dizginlenemez bir duygu, coşku ve hayal vardır. Bu coşkularını toplumu eğitmek için bir araç olarak kullanmışlardır ve sanat toplum içindir anlayışı ile eserler vermişlerdir. Romantizmin etkisi ile eser veren yazarlar, kahramanlarını tek yönlü ele alırlar yani kişi ya iyidir ya da kötü. Roman bu ikisinin çatışması üzerine kurulur. Eser sonunda iyiler ödüllendirilir ve kötüler mutlaka cezalandırılır.

Türk edebiyatının romantizm ile tanışması Tanzimat Fermanı ile başlar. Bu dönemde batı edebiyatlarından birçok yeni edebi türler alınmıştır. Önceleri çeviriye ağırlık verilmiş, sonrasında da taklit yolu ile yeni eserler yazılmıştır. Duyguların ön planda olduğu eserlerde iyiler her zaman iyi, kötüler ise her zaman kötü düşüncesi bizim yazarlarımızca da benimsenmiştir. Bu dönem edebiyatımızda dikkati çeken bir diğer nokta ise ölüm temasıdır. Neredeyse her eserde ölümün soğuk yüzü karşımıza çıkar. Eserin kahramanı ya sevdiğini öldürür ya sevgilisinin verem olması, intihar etmesi gibi bir ölüm ile sarsılır. Yani Azrail, roman kahramanlarının yanından bir an olsun ayrılmaz.

Tanzimat ile sanatımızda görülmeye başlayan, romantizm akımının etkisi ile yazılan eserlerimizden sonu ölüm olanlara şöyle bir göz attım. Bunların içerisinde sadece evliliklerine ve aşklarına ölümle son verenleri bir gözden geçirdim.

Namık Kemal ‘in Akif Bey adlı oyununda bir deniz subayı olan Akif; Dilruba adında ahlak yönü zayıf bir kadın ile evlenir. Dilruba Hanım, çevresindekilere eşinin Sinop muharebesinde öldüğünü söyler ve yalancı tanıklar bularak bunu kanıtlar. Daha sonrasında başka biri ile evlenir. Akif Bey, bir süre sonra bunu öğrenir ve eşinden hemen boşanır ve biraz öfkeden, biraz sevgiden, biraz da öç almak amacıyla Dilruba Hanım’ ın evine gider ve Dilruba’nın kocası ile kavga eder ve kavga sonunda ikisi de ölür. Bu duruma çok üzülen Akif’in babası da Dilruba’yı öldürür.

Yine Namık Kemal’in Zavallı Çocuk Adlı oyununda da ölüm kavramı karşımıza çıkar. Ata, Halil Bey’in öksüz bir akrabasıdır. Bu yüzden Halil Bey tarafından eve alınır ve kızı Şefika ile birlikte onu da büyütür. Şefika bir zaman sonra zengin bir paşa ile evlendirilir. Fakat Şefika, Ata’ya aşık olduğu için mutlu değildir. Zamanla bu acıya dayanamaz ve hastalanıp yataklara düşmesinin ardından verem olduğu anlaşılır.O sırada tıbbiyede okuyan Ata hastalığı öğrenince okuldan izin alıp gelir. Şefika’nın ölmek üzere olduğunu görünce eczaneden aldığı zehri içer ve ikisi birlikte ölür.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

güzel bir çalışma elinize sağlık..