6 Ekim 2010 Çarşamba

ROMANTİZM VE ÖLÜM (2)




        Günümüzde izlenme rekorları kıran, birçok kişiyi ekranlara bağlayan dizilerden biri de Halit Ziya Uşaklıgil’in Aşk-ı Memnu adlı eseriydi. Birçok kişi kitabı okumasa bile bu diziyi izlemiş ve romantizm akımına ekranları karşısında nefes tutarak şahit olmuşlardır. Bu Adnan Bey; oldukça varlıklı, orta yaşlı kibar bir beyefendidir. Kendisinden yaşça küçük olan güzel ve alımlı bir kız olan Bihter ile evlenir. Bihter, zamanla kocasının yeğeni olan Behlül’e aşık olur ve kocasından habersiz bir şekilde Behlül ile vakit geçirmeye başlar. Behlül, ise Adnan Bey’in kızı Nihal ile evlenme planları kurmaktadır. Adnan, kızının düğün hazırlıkları yapılırken Bihter ile Behlül arasında yaşananları öğrenir ve Bihter’den boşanmaya karar verir. Yasak aşkları ortaya çıkan Bihter'in  intihar etmesi ve Behlül’de evden kaçmasını izleyen birçok kişi gözyaşlarına hakim olamazken romantizm akımının etkilerini üzerilerinden günlerce atamazlar..

        Mehmet Rauf ‘un Eylül adlı Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı da acı sonla bitmektedir. Süreyya Bey ve Suat Hanım beş yıllık evlidir. Süreyya’nın en iyi arkadaşı olan Necip, bu çiftin aile dostu olmuştur. Necip, Suat Hanım’a büyük bir saygı duyar. Necip Bey ve Suat Hanım zamanla birbirini sevmeye başlar. Bu aşk çok büyüktür; fakat Süreyya Bey’e ikisi de ihanet edebilecek bir yaratılışta değildir. Bir gün köşkte yangın çıkar ve Suat o yangının ortasında kalır. Necip Bey, sevdiğini kurtarmak için içeri girer; fakat ikisi de yangında ölür.

Hiç yorum yok: