26 Kasım 2010 Cuma

KONYA...

Sayısız tarih, kültür ve doğal güzellikleri içinde barındıran Konya’da doğdum ve bu şehrin hayranıyım ben. Çocukluğumun, gençliğimin geçtiği bu şehir benim içi daha bir anlamlı ve daha bir güzeldir.


Konya, insanlık tarihinin ilk yerleşim yerlerinden biri olan ve birçok medeniyetlere ait izler taşıdığı için her tarafı tarih kokan bir şehirdir. M.Ö 7 bin yılından beri yerleşim yeri olarak kullanıldığı tahmin edilen Çumra Çatalhöyük, birçok milletin ilgi odağında olması da bir gerçektir. Çatalhöyük, dünya ölçüsünde yemek kültürünün ilk defa başladığı, tarımın yapıldığı, ateşin kullanıldığı ve yerleşik hayata geçildiği, vahşi hayvanların saldırılarına karşı ortak savunmaların yapıldığı ilk yerlerden biridir. Konya ayrıca Hititler, Lidyalılar, Sasaniler, Emeviler tarafından belirli dönemlerde işgal edilmiş ve bu devletlere ait az da olsa kalıntılar halen korunmaktadır. Selçuklular, Karamanoğulları ve Osmanlılar dönemine ait çok sayıda tarihi ve sanatsal eseri içinde barındırmakla birlikte tarihi İpek Yolu’nun en önemli ticaret ve konaklama merkezlerinden biri olması bakımından da önemli bir şehirdir.

Tüm bunların yanı sıra Konya bir kültür diyarıdır, gönül diyarıdır, Mevlana diyarıdır, Nasrettin Hoca diyarıdır, aşıklar diyarıdır ve bu kültürleri de halen yaşatmaktadır.

Aralık ayının ilk pazar gününden 17 Aralık gününe kadar devam eden Mevlana Haftası tüm coşkusu ile kutlanırken sadece Türkiye’den değil dünyanın çeşitli yerlerinden gelen misafirlere ev sahipliği yapar.

5 Temmuz’da başlayıp bir hafta devam eden Akşehir Nasrettin Hoca Şenlikleri ile yine yerli ve yabancı misafirleri ağırlayan bu şehir, herkese kendini hayran bırakır.

25-30 Ekim arasında Aşıklar Bayramı kutlanırken, 9 Eylül’de de Cirit Yarışmaları düzenlenerek kültürel açıdan Konya’nın zenginliklerini gösterir.

Konya çok temiz bakımlı olmakla birlikte çiçeklerle her sokağı süslenmiş ender şehirlerden biridir. Ben Konya’dan başka şehirde yaşayana kadar her şehrin sokaklarının sabunla yıkandığını sanırdım. Türkiye’nin Kalbi olan Ankara’da yaşıyorum. Ve Konya’yı her açıdan arıyorum. Konya, gecekondu sorununu çözen tek büyükşehir olmakla birlikte, alt yapı, kanalizasyon sorunu olmayan nadir şehirlerden biridir. Mesela yağmurlu havalarla araçların size su sıçratası, sizi ıslatması gibi bir sorununuz olmaz, kar yağdığında aracınızın veya sizin kayıp düşmeniz de söz konusu değildir; çünkü sokaklar erkenden tuzlanır. Neredeyse caddelere rastgele atılmış hatta caddelerin tamamını kaplayan çöpleri de göremezsiniz Konya sokaklarında. Geri dönüşüme en çok önem veren belediyelerden biridir yine Konya. Her geri dönüşüm için belediye tarafından ayrı ayrı dağıtılan poşetler haftanın belirli günlerinde belediye çalışanları tarafından kapı kapı toplanır. Büyükşehir olmasına rağmen trafikte saatlerce beklemezsiniz; çünkü trafik sorunu erken alınan önlemlerle çözülmüştür. Zaten Konya birçok güzelliği, temizliği, rahatlığı ile Avrupa Başkenti seçilmiş ve birçok ülkede Konya örnek şehir olarak gösterilmiştir.

Hayatın birçok açıdan oldukça ucuz ve rahat olduğu Konya’da bir süre yaşayıp başka şehre göç etmek zorunda olanlar her daim Konya ‘yı sayıklar durur ve Konya ‘ya geri dönme umudu ile yaşar.Gerçi bunları yazınca birçok kişi tarafından da doğrulanan şu söz gelir insanın aklına: ’’Gez dünyayı, gör Konya ‘yı’’…

Ülkemizde Konya gibi tarihine, kültürüne, insanına önem veren nice şehirler görmek dileğiyle…

8 yorum:

Adsız dedi ki...

İyiyyymişşş =))

Adsız dedi ki...

gerçekten güzel bir şehir ve yaşanılacak bir şehir

Adsız dedi ki...

ellerinize sağlık konya ya farklı bır bakış açısı çok beğendim

Unknown dedi ki...

Konya görülmeye değer bir şehir elinize sağlık.. buket.

GÜLER YASAR OZAFACAN dedi ki...

güzel yorumlar için herkese teşekkür ediyorum

mustafa dedi ki...

gez dünyayı gör konyaya... her şeyiyle yaşanılacak sakin, temiz bir şehir...

mustafa dedi ki...

ayrıca güzel bir yazı olmuş ellerinize sağlık

nilgün dedi ki...

şimdi daha bir merak ettim konyayı...sokakların sabunla yıkanması çok ilginç