9 Haziran 2010 Çarşamba

KÜÇÜK ARI (CHRİS CLEAVE)

Büyük övgülerin beraberinde gelen satış rekorları bu kitabı okumam gerektiğini söyledi bana. Kitabı elime aldığımda öncelikler kitabın kapak tasarımı beni büyüledi desem yerinde olur. Hayal, umut, karamsarlık ve çaresizlik gibi duyguları içinde barındıran bir kitap diye düşünerek okumaya başladım. İlk sayfaları okurken yüzümde hafif bir tebessüm, kafamda ise soru işaretleri oluştu. Küçük Arı.’’Afrikalı bir kız olacağıma bir İngiliz sterlini olmayı isterdim. Herkes geldiğimi görmekten mutlu olurdu.’’ Sözleriyle başlıyor ve Afrikalı olmanın acı ve zor ve yanlarını sayfalarca anlatıyor. Bence bu kitap, Afrikalıları değersiz görenlerin içini sızlatmak için yazılmış.
Küçük Arı kitabında Afrikalı küçük bir kızın, Nijerya’da petrol savaşları yapılırken yaşadığı acı olaylardan kaçıp kaderini değiştirmek için verdiği yaşam mücadelesi anlatılıyor.
Andrew ve Sarah kötü giden evliliklerini düzeltmek, farklı bir şeyler yapmak için bütçelerine en uygun yer olan Nijerya’ya giderler. Bu tatil çiftin yaşamını değiştirir ve romanda yaşanan tüm olaylarında başlangıcı olur.
Nijerya ölüm ve yıkımlara gebedir bu yüzden de sancılı günler geçirmektedir. Küçük Arı ve ablası Nijerya’da bazı kötü olaylara tanık olurlar bunun bedeli de ölümdür. Çocuklar kaderlerini değiştirmek için kaçarken Sarah ve Andrew ile karşılaşır ve onlara sığınırlar. Bu çift çocukları korumak için kötü adamlara yüklü miktarda para verir; fakat adamlar parayı almalarına karşılık bu işin para ile çözülemeyeceğini söyler ve Andrew’in parmağını diyet olarak isterler. Bir çocuğun canına karşılık küçük bir parmak…Andrew parmağını kesip adamlara veremez. Bu duruma Sarah çok sinirlenir ve bir parmağını keser adamlara verir. Adamlar bu durumla dalga geçip iki kişiye karşılık bir parmak yetmez derler ve iki çocuğu dalıp ölüme götürürler.Küçük Arı’nın ablası çeşitli işkenceler yapılarak öldürülür ve bu esnada Küçük Arı kaçar bir mülteci kampına sığınır. Burada da oldukça sıkıntılı günler geçirir. Günün birinde Küçük Arı ile iki arkadaşı mülteci kampından çıkar ve özgürlüklerine kavuştuklarını düşünürler; fakat üzerlerinde çıkış izinleri veya bir kimlik bulunmadığı için oldukça çaresiz bir şekilde yollara düşerler. Andrew, kötü adamlara para verirken cüzdanı yere atmıştı ve kimse o cüzdanı almayınca Küçük Arı, o cüzdanı alıp yıllardır saklamıştı. Şimdi Küçük Arı, o cüzdanda bulunan bilgilerle Andrew ve Sarah’ yı bulup onlardan yardım istemeye karar verir ve yürüyerek yorucu bir yolculuğun sonunda İngiltere’ye ulaşır. Anderw kısa bir süre sonra intihar eder ve Küçük Arı, Sarah’ya cenaze işerinde yardım etmek zorunda kalır..Sarah’nın batman kıyafetlerini üzerinden çıkarmayan oğlu Küçük Arı’yı çok sever. Sarah, Küçük Arı’ya acıdığı ve oğlunun ona çok düşkün olduğu için bu kızı Nijerya’ya göndermek istemez; fakat Küçük Arı, kaçak bir mülteci olduğu için yakalandığı anda sınır dışı edilecektir, bu yüzden hemen bir kimliğe ve oturma iznine ihtiyacı vardır. Sarah bu işlerle uğraşırken Küçük Arı yakalanır ve Nijerya’ya gönderilir. Sarah ve oğlu , resmi işler devam ederken bu küçük kızı yalnız bırakmamak için Nijerya’ya giderler ; fakat Nijerya’ya gitseler de bir Afrikalının yaşamını değiştirmeye güçleri yetmez. Böylece bir Afrikalının hayatı bir İngiliz sterlininden daha önemsiz olduğu gözler önüne serilir.
Satış rekorları kıran ve bu kadar övülen bir kitap dil ve anlatış şekli olarak beni hayal kırıklığına uğrattı. Oysa bu kitap için ikinci Uçurtma Avcısı denilmişti; ama gerek kurgu gerek anlatım açısından oldukça basit bir kitap. Ayrıca kitabın kapak kısmına şöyle bir not düşülmüş:’’ Bu kitabı okuduğunuzda herkese anlatmak isteyeceksiniz, bunu yaptığınızda lütfen neler olduğunu anlatmayın; çünkü bütün büyü, olayların akışında…’’Ben olayın büyüsünü bozmak için değil meraklılarını bilgilendirmek için yazdım bu kısa yazıyı. Fakat derinlik ve sürükleyicilikten oldukça yoksun oluşu da kitabı okumamı zorlaştırdı.

Hiç yorum yok: